Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pollyanna'nın Düşleri

Resim
¨B ir gün, artık çalışması gerekmeyecek bir toplum olacak; sevgi dolu, düşlemeye yetecek kadar zengin ve düşlediği için, ebediyen zengin kalacak bir insanlık. ¨ Stefano Elio D'Anna'nın Tanrılar Okulu isimli kitabında yer alan bu sarsıcı  cümlesi üzerine çok düşünüyorum bu aralar.  Aklıma John Lennon geliyor; Cennetin olmadığını hayal edin, altımızda cehennemin olduğunu, üzerimizde yalnızca gökyüzünün olduğunu hayal edin. Tüm insanların bugün için yaşadığını hayal edin. Uğruna ölecek ya da öldürecek ülkelerin, dinin olmadığını hayal edin. Tüm insanların huzur içerisinde yaşadığını hayal edin. Söylemesi kolay, fakat birçoğumuzun hayatta kalabilmesi için canını dişine takıp istemediği bir işte de olsa para kazanmak için çalışması gerekiyor. Para olmadan bugünün koşullarında hayatta kalabilmenin imkansız olduğu doğru. Bugünün toplumu tamamen bir şeyleri elde edebilme uğruna, istese de istemese de yapmak zorunda olduğu şeyleri yapıyor. Başka bir şey öğretilmedi çünkü

Suda Yürümek

Uzun zamandır memnun olmadığım özelliklerimi değiştirmek için çabalıyordum, kendimi geliştirip kendimi olabileceğim en iyi kişiye dönüştürebilme yönünde çalışıyordum. Evlere kapandığımız bu dönemde başlarda kendi kendime kalmaktan korkmuşken zaman geçtikçe kendi kendime kalabilmenin bir nimet olduğunu anlamaya başlamıştım.  Kendimde değiştirmeye çalıştığım en önemli özelliğim, sürekli olumsuz düşüncelere sahip olmam ve kendimi hep gelecekte var etmeye çalışmamdı. Anı asla yaşamıyordum, yaşadığım güzel anlarda bile hep gelecekte ne yapacağımı planlıyordum. Buna ilişkin çokça araştırma yaptım, videolar izledim, kitaplar okudum. Bu sürenin sonunda, hiçbir zaman ¨an¨da yaşamadığıma,  ¨an¨ın değerini hiçbir zaman bilemediğime, hayatta yaşadığım en güzel  anlarda bile o  ¨an¨ı değil de, o  ¨an¨ın gelecekte getireceği güzelliklere odaklandığıma kanaat getirdim.  Bunun farkındalığına vardığım  ¨an¨, abartmıyorum hayatım değişti. Yaptığım en küçük şeylerden bile zevk almaya başladım.  ¨An¨

Pembe Çiçekli Kaktüs Olmak İsteyen Balık

Resim
Sadece insanlara mı özgüdür kendini sevmemek ve başkası olmayı istemek?  Çiçek ağaç olmak istermiş, Ağaç farklı türde bir ağaç olmak istermiş, Kedi arı olmak istermiş, Kaplumbağa yükseklere uçabilmek ardından denize dalabilmek istermiş, Denizdeki balığın ise gizli bir sırrı varmış; üzerinde pembe bir çiçek olan kaktüs olmak. Çıngıraklı yılan kaktüse ¨ keşke ellerim olsa ve sana insanlar gibi sarılabilsem¨  demiş. Bunun üzerine kaktüs, ¨ anlamıyor musun? benim derim keskin dikenlerle kaplı, sarılmak güzel olurdu ama bana gözlerinle sarıl ¨ demiş. Tüm bu canlıların kendisine özgü mükemmellikleri varmış, her biri dünya üzerinde eşsiz canlılarmış ve her biri birbirinden farklı özelliklere sahipmiş. Ama buna rağmen, kendilerinin farkında değillermiş ve gördükleri, gıpta ettikleri diğer canlılar gibi olmak isterlermiş. Çıngıraklı yılan ile kaktüsün yaşadığı arkadaşlık ya da aşk, her ne dersek diyelim, aynı şekilde insanlarda da bulunmuyor mu? Birbirinden o kadar fark