Yorulmak da Haktır
Planlı günler, haftalar, aylar hatta yıllar...
Her şeyimiz planlı. Kaçta kalkacağım, kaçta yemek yiyeceğim, kaçta işten çıkacağım, spora gideceğim, yatağa gireceğim... Hepsi belli. Hafta içinin son günü geldiğinde yaşanan o kısa süreli mutluluk ve pazar akşamının burukluğu. Halbuki… Planımız olmasa da her gün aynı değil mi?
İlk insanlar güneş doğunca uyanır, güneş batınca uyurdu. Vücudumuzun sirkadiyen ritmi buna uygun çalışıyordu. Bizse artık içimizden gelmeyen ama toplumun dayattığı bir düzenin çarkındayız. Zorunluluklar, listeler, saatler…
İstiyorum ki önümdeki 1-2 ay hiçbir planım olmasın. Sonrasında da olmasın. Elbette zihnimi meşgul edecek, beni oyalar bir şeyler bulurum. Ama hiçbir şeyi “zorunda” olduğum için yapmayayım. Her gün belirsiz olsun, anı yaşayayım. Ve sadece huzurlu olayım.
Aslında bu his tanıdık. Çocukluğumdaki yaz tatilleri böyleydi. Üç ay boyunca ne yapacağım belli değildi ama kalbim pırpırdı. Günler upuzun, özgür ve neşeliydi. Evet, sonunda okula döneceğimizi bilirdik ama o üç ay… Dünyanın en sakin, heyecanlı ve mutlu zamanıydı.
Sonrasında 2020'de pandemi geldi. Ne zaman biteceği belli olmayan bir süreç… O dönemde hayat durdu. İnsanlar sadece hayatta kalmak ve sağlıklı olmak için yaşadı. Ve o zaman anladık: Aslında önemli olan şeyler ne kadar basitmiş. Aileyle olmak. Sağlıklı olmak. Huzurlu olmak.
Umarım bir daha öyle bir dönem yaşanmaz ama şunu söylemeden geçemem: Bu hayatın bu kadar koşturmalı, bu kadar kural dolu olması hayli duyarlı hassas ruhlar için hakikaten çok yorucu.
Pandemi döneminde yazdığım bazı blog yazılarını dönüp okuyorum şimdi. Ve şaşırıyorum. 20’li yaşlarının ortasında bir kız nasıl bu kadar derin hissetmiş, bu kadar farkındalık geliştirmiş? Bugünkü hâlimle kıyaslayınca... şu anda o kadar ince düşünebildiğimi bile sanmıyorum. Gün içinde yapmam gereken onlarca iş, kafamda binbir düşünce var. Kafamı boşaltamıyorum.
Ama biliyorum ki "Yorulmak da Haktır". Bazı günler çalışmak, yataktan çıkmak, insanlarla konuşmak, zorunda olduğunuz bazı şeyleri yapmak istemezsiniz. Yorulmak da haktır. Bu yüzden bu hakkımızı iyi kullanıp her şeye bir es vermeliyiz. Hayattaki yorgunluklarımızı unutmak için yarım saatliğine "o çok önemli" işimize ara verip bize iyi gelen blog yazısını yazmalıyız.
Ve içimde o çocukluk yazı gibi, sakin, mutlu, heyecanlı bir ruh hep yaşayabilsin.
Yorumlar
Yorum Gönder