Elveda Dünya


Dünyanın en güzel ülkelerinden birinde, baharın gelişini müjdeleyen güneşin sıcaklığı herkesin içini ısıtıyor, portakal çiçeklerinin kokusu ise her alınan nefeste herkesin yaşama sevincini arttırıyormuş. Bu ülkenin insanları çok mutluymuş, ama en mutlu kesimi yaşlılarıymış. Zira bu ülke hem Avrupa ülkesi olduğu için ekonomik olarak hiçbir sıkıntısı yokmuş, hem de bir Akdeniz ülkesi olması sebebiyle sıcacık güneş tüm insanlarının içini ısıtıyormuş, bu da hepsinin pembeleşmiş yüzüne yansıyormuş. Bu ülkenin yaşlı insanları her akşamüstü Aperativo yapıp ev yapımı şaraplarını yudumlar, yanında envaiçeşit peynir, taze domates, et füme, salam, pastırma, ve çıtır krakerler yerlermiş. Onları yerken de akşama ağırlayacakları misafirlerine lezzetli, bol sarımsaklı, zeytinyağlı, domatesli, fesleğenli yemekler hazırlarlar, hele ki bu misafirleri torunları ise bu ziyafet menülerine bir de bol romlu Tiramisu eklerlermiş.

Bu insanlar yeşilin en güzelini görmüş, mavinin en güzelinde yüzmüş, kıpkırmızı ve pespembe domateslerin en güzelini yemiş, çocuklarına ve torunlarına bunları yedirmiş ve hayatlarının son günlerine kadar balkonlarından birbirlerine şarkı söylemişler. Bu esnada her şeyin yolunda olduğunu sanmışlar. Arka fonda Felicita şarkısının neşeli melodileri eşliğinde  dans ederek evlerinden çıkmış ve yaşlı dostlarını ziyarete gitmişler. O taptaze sulu domatesleri yiyebilmek, torunlarına pişirecekleri az pişmiş makarnaları hazırlayabilmek, odun ateşinde pişirecekleri pizzaları yapabilmek için alışverişe gitmiş, belki de sadece pişirecekleri makarnanın üstüne incecik doğrayacakları birkaç bağ taze fesleğeni elleriyle seçebilmek için evlerinden dışarı çıkmışlar. Tek amaçları buymuş. Pazarda fesleğen alacakları satıcının o esnada yediği taze çileği sadece iyi niyetiyle paylaşmak için elleriyle ikram etmesi üzerine onu iştahla yerken olacaklardan haberleri yokmuş. Akşam yemeğinde aldıkları o son şarap yudumunun, son Tiramisu parçasının hayatta tattıkları son mutluluk olduğundan habersizlermiş.

Arkada çalan  -neşeli gibi görünse de çok acıklı sözler içeren- Ciao Bella şarkısı eşliğinde  hayatlarının son günlerinde sevdiklerine veda edememiş bu sevimli yaşlıların tabutları teker teker hastanelerden çıkarılmış. Çok değil, birkaç ay önce içerisinde tek bir insan bile bulunmayacak deseler kimsenin inanmayacağı Duomo di Milano’da Andrea Bocelli çalarken tabutlarında yatan o yaşlıların torunları, evlerinde durmaksızın göz yaşı dökmüşler.

Dünyanın en güzel ülkesinin mutlu insanları artık bu dünyaya elveda diyormuş...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pembe Çiçekli Kaktüs Olmak İsteyen Balık

Cennet

Anksiyete Bozukluğu İyileşir Mi?